Rekabet için şeker fabrikası 12 olmalı
15 Ekim 2011
Dünyada 7 milyar insanı besleyecek gıda var
17 Ekim 2012

Sn. Bakan Mehdi Eker Ve Gıda Güvenliğinde Yeni Yaklaşımlar

17 Nisan 2012

Sn. Bakan Mehdi Eker Ve Gıda Güvenliğinde Yeni Yaklaşımlar
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sn. Mehdi Eker’in, İstanbul Harbiye Kongre Merkezinde düzenlediği “Gıda Güvenliğinde Yeni Dönem” konulu toplantısını izledim. Sn. Bakanı dikkatle dinlerken, gözümde eski DPT günleri canlandı. DPT’de, Milletlerarası ekonomik ve teknik işbirliği departmanında görevliydim. Çok taraflı ilişkiler grubu başkanı olarak, OECD, RCD, CENTO, IBRD, Dünya Bankası ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) sorumluluk alanımdaydı. O tarihlerde, UNDP tarafından Türkiye’de uygulanan 38 proje, bana bağlı olup, projeler çerçevesinde kurulan “Managing Board”larda DPT’yi temsil ediyordum. Müsteşarımız Turgut Özal ile birlikte, birçok ülkeye gittik ve toplantılara katıldık.

Milletlerarası ilişkilere ve dış projelere büyük ilgi duyan ve destekleyen Sn. Özal, kendisini ziyarete gelen yabancılarla görüşmelerinde, bizim departmandan, beni çağırırdı. Bu durum ve dış seyahatler, Özal ile bizi çok yakınlaştırmıştı. Esasen, bu yakınlık, daha sonra kendisinin isteği üzerine, benim siyasete girerek, İstanbul Milletvekili olarak, TBMM’de görev almamı intaç edecekti. Yukarıda bahsettiğim 38 UNDP Projesi arasında, Tarım Bakanlığı ile yürütülen “Dericilik Enstitüsü”. “Ankara Şap Enstitüsü”, “Yalova, Tekirdağ, Adana, İzmir Zeytincilik Enstitüsü, Meyve – Sebze Üretim Araştırma Merkezi”, “İstanbul-Pendik Bakteoroloji Merkezi” gibi projeler vardı. Bu projeler vesilesiyle, Tarım Bakanlığı ile yakın ilişkiler içinde çalıştım. Sn. Prof. Dr. Sabahattin Özbek, Sn. Prof. Dr. Necmi Sönmez, Sn. Dr. Hayati Olez, Sn. Dr. Mustafa Başdurak, Sn. Nevzat Sipahi, Veteriner Genel Müdürü Sn. Hanefi Bey, bu ilişkilerden, dostluk kurduğum insanlardı. Projelerin başarısı için, büyük çaba göstermiştik. DPT içinde de, her sektör için olduğu gibi, Tarım ve Gıda Grubu vardı. Bu grupta, Başkan Doğan Kayran, Uzmanlar Sn. Vahit Erdem, Sn. Fikret Akdoğan, Sn. Dr. Turan Conkbayırlı görev yapıyorlardı. Şüphesiz projeler yürütülürken, Tarım Grubundan da yakın işbirliği ve destek almıştık.

Ayrıca, Tarım Bakanlığı ile birlikte ortak yürüttüğümüz “Su Ürünleri ve Açık Deniz Balıkçılığı” projesi vardı. Bu proje İstanbul Üniversitesi Hidrobiyoloji Enstitüsü tarafından, uygulama makamı olarak yürüyordu. Ben oranın da “Managing Boardın” üyesiydim. DPT, Tarım Bakanlığı, UNDP çok güzel çalışmalar yapıldı ve önemli teknik mesafeler alındı. Projede görevli yabancı uzmanlar olarak; Dr. Panders, Prof. Dr. Francis hala aklımdadır. Ayrıca, Birleşmiş Milletler / FAO Türkiye Temsilcisi Dr. G. Hutton, Mr. Cornelius, BM Türkiye Temsilcisi Mr. Sixteen Happyling’in yakın işbirliği ve katkılarını, hala tüm tazeliğiyle hatırlıyorum. O yandan, bu yana uzun yıllar geçti. Tarım Bakanlığı, Sn. Özal tarafından kurulan Hükümette, “Gıda, Tarım, Orman Bakanlığı” şeklinde organize edilmiş ve o zaman Bakanlık görevini deruhte eden, değerli dostum Sn. Hüsnü Doğan ve Sn. Lütfullah Kayalar ve Müsteşar Sn. Mustafa Keten tarafından önemli reformlar yapılmıştı. Sn. Bakan konuşurken, tüm bunları hatırladım. Sn. Bakan Eker geldiği günden beri, Bakanlıkta önemli işler yapmıştır. Bu Bakanlığa, genç bir veteriner hekim olarak girmenin ve tüm kademelerde bilgi ve deneyim kazanmanın, bunda mutlaka katkısı vardır. Sn. Bakanın, sanıyorum, bu Bakanlıkta karşılaştığı en büyük sorunlardan bir tanesi, Veterinerler, Ziraat Mühendisleri ve Orman Mühendisleri arasındaki çekişme ve meslek taassubudur.

Ancak, Orman Grubu ayrılmış, kalan meslek grupları da Sn. Bakanın iradesi ile olumlu bir işbirliği ilişkilerine ve başarı hedefine kilitlenmiştir. Bakanlık, Avrupa Birliğine tam üye olma hedefi doğrultusunda, yeniden organize edilmiş ve adı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olmuştur ki, bu çok doğru bir harekettir. AB standartlarına ulaşmayı hedef alan 5996 sayılı “Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu” yürürlüğe girmiş olup, gıda ile ilgili olarak, şuana kadar 102 yönetmelik yol gösterici olarak devreye girmiştir. Sn. Bakan Eker, “Belki dünya değişecek, yıllar geçecek, ancak, insanın gıdaya ihtiyacı hiçbir zaman son bulmayacaktır. Bu nedenle, yediğimiz, içtiğimiz herşeyin çağdaş, hijyen ve güvenlik esaslarına, uluslararası standartlara, mevzuata uygun olması esastır. Bunu sağlamak için, gıda güvenliğinde yeni bir yaklaşım başlatıyoruz ve geniş bir denetim ağını hizmete sokuyoruz” demiştir. Konuşmasında Sn. Bakan, Bakanlıkta yeni kurulan genel müdürlükleri ve değişiklikleri anlattı ve yerel yönetimlerin (İl Müdürlüklerinin) denetim yetkisi açısından, güçlendirildiğini ifade etti. Gıda ürünlerinin, üretimden tüketime kadar, kayıt ve takip altına alınacağını, sağlıksız, hijyen ve güvenlik kurallarına aykırı, hatalı üretim yapan firmaların, ağır cezalara maruz kalacağını ve gerekirse kapatılacağını, ayrıca, bu firmaların, kamuoyunda teşhir edileceğini duyurdu. Tüm satış noktaları, sattıkları ürünlerden sorumlu olacak ve halen okunamayan ürün etiketleri, 12 punto olarak okunacak, duruma getirelecektir. Hayvan sağlığı ve refahına önem verilecek, hayvanların yedikleri yemler dahi kontrol altına alınacak, hayvanların yaşam yerleri, fiziki koşullar, nakliye esasları yeni belirlenen standartlara uygun hale getirelecektir.

Sn. Bakan Eker, tohum, fide, fidanların birer pasaportlarının olacağını, zirai ilaçlarında sertifikaya bağlı olarak kullanılacağını ve tüm gıda, besin maddelerinin, nereden geldiğinin, başlangıçtan itibaren bilineceğini ifade ederek, “Türk ekonomisini en önemli sektörlerden birisi olan, Tarım Sektörünün gelişmesi için maddi, manevi, kredi ve teknik yardım olmak üzere, tüm imkanlar üretenler ve çiftçiler lehine seferber edilecektir”, dedi. Sn. Bakan konuşmasında, çok tartışılan GDO meselesinin çözümü için biyogüvenlik kurulunun çalışmalara başladığını, bu kurulun, tamamen özerk görev yaptığını ve bu açıdan Türkiye’nin AB ülkelerinden daha iyi durumda olduğunu ifade etti. Ayrıca, gıda hijyeni yönetmeliğinin, amaçlarını madde madde, geniş olarak açıkladı. Gerçekten 11 Haziran 2010 tarih ve 5996 sayılı kanuna uygun olarak, yapılan çalışmalar umut vermektedir. Sn. Bakan’ın yaklaşık, 2 saate yakın konuşması, İstanbul Kongre merkezinde toplanan, gıda ve tarım sektörünün büyük bir temsilci grubu tarafından ilgi ile dinlenmiştir. Sn. Bakan Mehdi Eker, konuşmasının son bölümünde, “Güzel kanunlar, yönetmelikler ve mevzuat çıkarmak yeterli değildir. Asıl marifet bunları uygulamaktır”, diyerek, konuşmasını şöyle tamamladı; Zaman zaman kamuoyunda gıda ile ilgili konular, basın ve medya aracılığı ile gündeme getirilmekte ve ne yazık ki, bu konuda, yetkin ve bilgili olmayan kimseler, yalan yanlış bilgilerle, itham ve iddialarla, konuşarak, tüketicileri ve halkımızı endişeye sürüklemektedir.

Konuların yetkili ve bilgili mercilere sorulması, onlardan görüş alınması esas olmalıdır. Bu yapılmayınca, enformatik kirlilik ortaya çıkmaktadır. Ben, medya ve basınımızdan, özellikle, gıda ve tarım gibi, hayati konularda, bu işi bilen yetkili makam ve kuruluşlardan görüş alınmasını usül haline getirilmesini rica ediyorum. Ben şahsen, Sn. Bakan Mehdi Eker’in konuşmasından büyük istifadeler çıkarttım. Gıda ve tarım konusunu, çok iyi bilen Bakanımız, kabinenin en başarılı üyelerinden birisidir. Temennim, çok değerli yönetici ve uzmanları bünyesinde bulunduran Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının, yasa ve yönetmeliklerde yer alan tedbirleri, bürokrasiye boğmadan, hızlı ve netice alıcı şekilde hayata geçirmeleridir. Bu durum, ülkemizin ekonomi ve ihracat ve büyüme gibi büyük menfaatleri açısından fevkalade önemlidir.

Selçuk Maruflu
19. D. İstanbul Milletvekili

Not: Sn. Bakan ve Konuşmacıların, Bakanlığın değişen adını, yani, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığını uzun uzun söylerken, sıkıntı çektiklerini gözlemledim. Bakanlığa kısa bir değiş bulmak gerekiyor. Örneğin: “GITAHA” veya “GTH” gibi…